ben kendimi dike dike,
söke söke derimden
bazı kazak, bazı çorap
ördüm içimde
sen birikmiş bulutları saydın
kimi yağmur, alçak bulut
göğünden dökülürken akşam
sonrasını unutup yaşamadın
tarihi yitirmiş bir gövde
unutulmuş savaşlar geçerken
bilmez mi uzanmış ölü atları
yakılmış evleri olur ülkelerin
acısız çiçek açmaz dağlarda
kurumuş otlar eskiyen güneşten
tanır insan kaybolan gençliğini
balkon iplerine asmış çamaşırlarını
ölü çocukları doğuran anneler
kimi rüzgâr fitilini yakar ağrıların
pimi çekilmiş bir bomba
patlayacak şimdi söküklerimden
dağılan yalnızca anılar mı olacak
günleri tüketen bilinmezlik suyu
kana kana içtiğimiz derinden
ben kendimi dike dike,
söke söke derimden
bazı kazak, bazı çorap
ördüm içimde
Serkan Türk
(ELİZ DERGİSİ NİSAN 2011 SAYISINDA YER ALMIŞTIR.)
21 Nisan 2011 Perşembe
Ömer Kaya yazdı: ÇIKIŞI ARAYANLAR İÇİN BİR ROMAN: AUSGANG
Romanın Konusu: Alışılmış düzende olaya yaslanan, kolay özetlenebilir pek çok metin okumuşuzdur. Bu minvalde çoğu metin, toplumsal bir mesel...
-
Serkan Türk iki kitabının yeni baskılarıyla son günlerde adından çokça söz ettiriyor. Rüzgârlı Camlar ve Tanrı’nın Yalnız Kırları , yeni b...
-
harun bildiğin tüm yeminleri yaz derler söyle derler güz geride kaldı şimdi kış odun gerek kürek gerek kol kanat bildiğin şeyler, i...