insanlar baksın, tepeyi de şuracığa
kondurmuşlar yalnızlığın göğsüne
benim sırtım kime dönük,
tanrı bilir, o değil mi içime dolduran ağaçları
susayan nehirleri kalbimden geçiren
ben mi bir mağara ağzındayım
yoksa bir mağara mı bakıyor
açmış göğe ağzını kuşları yutuyor
ordaydı gök, çam ağaçları, yoksulluk
canı çıksın terk edenlerin, diyen
söylenen ordaydı taşların arasında
çıplak bir dal gibi salınan boşlukta
tanrı’nın günü varla yok arası
sırtında çağla ağaçlarının bittiği tepe,
gök de ordaydı, başımızın hemen üstünde
o çayırların içinde uzanmışken eski bir ot gibi
yalancı postacılar geçiyordu gözlerimden
insanlar çıksındı insindi tepeyi de şuracığa
kondurmuşlar yalnızlığın göğsüne
Serkan Türk
yeniyazı dergisinde yer almıştır.
Ömer Kaya yazdı: ÇIKIŞI ARAYANLAR İÇİN BİR ROMAN: AUSGANG
Romanın Konusu: Alışılmış düzende olaya yaslanan, kolay özetlenebilir pek çok metin okumuşuzdur. Bu minvalde çoğu metin, toplumsal bir mesel...
-
Serkan Türk iki kitabının yeni baskılarıyla son günlerde adından çokça söz ettiriyor. Rüzgârlı Camlar ve Tanrı’nın Yalnız Kırları , yeni b...
-
Öğretmenlik sıfatımı takındığımda en çok korktuğum şeylerden biri de edebiyattaki istisnalardır. Öyle ki bir anda öğrencinin gözünde yeter...